AÇIKLAMA
     TÜRKÇE
     MATEMATİK
     FEN VE TEKNOLOJİ
     => 1.ÜNİTE
     => 2.ÜNİTE
     => 3.ÜNİTE
     => 4.ÜNİTE
     => 5.ÜNİTE
     => 6.ÜNİTE
     => 7.ÜNİTE
     => 8.ÜNİTE
     SOSYAL BİLGİLER



6. SINIF DERSLERİN KONU ANLATIMI - 4.ÜNİTE


Sirke Pili Yapalım

 

Sirke Pili Yapalım

 

Gerekli Malzemeler
 

Üzüm sirkesi

Galvanize çivi (3 adet)

Bakır tabaka (5x4 cm)

Plastik ilaç kutusu (3 adet, özdeş)

Plastik içecek bardağı

Hesap makinesi (basit hesaplar yapabilen)

Dijital saat (en ucuzundan)

Kırmızı LED

Kullanılan Aletler
Multimetre
Timsah ağızlı kablolar
Tornavida
Sıcak silikon tabancası
Pense
Yan keski



Yapılışı
Bakır plakadan 5x4 cm boyutunda bir şerit kesin. 5x1 cm’lik bir çubuk elde edene kadar iki kez ortadan katlayın ve penseyle ezin (sonunda dört kat olacak). Plastik içecek bardağının üste yakın kenarına maket bıçağıyla bir yarık açın, bakır çubuğu geçirin, bardağın içine doğru bükün (tutturmak için oyun hamuru kullanabilirsiniz). Bakır çubuğun karşısına çiviyi geçirin (unutmayın galvanize çivi olacak). Bakır çubuğa kırmızı timsah ağızlı kabloyu, çiviye de siyah timsah ağızlı kabloyu tutturun. Multimetreyi voltmetre pozisyonuna getirin (DC) ve bakır çubukla çivinin arasındaki gerilimi ölçün. Biz 1 volt kadar ölçtük!
 

Sirkeden Elde Edilen Gerilim İşe Yarayacak mı?
Dijital kol saatinin pili minik tablet şeklindedir (1,5 V buton cell 625). Üst bölümü (dar olan yan) pozitif (+) kutup, tabanı negatif

(-) kutuptur. Pilin yerleştirildiği yerlerde yalnızca üste ya da alta dokunan metal kollar vardır. Pili çıkarın ve üstte kalan metal kola kırmızı,altta kalana siyah timsah ağızlı kabloyu tutturun (metal uçlar birbirine değmeyecek). Sıcak silikon sıkın ve donana kadar hareket ettirmeyin. Saate bağladığınız kırmızı timsah ağızlı kabloyu bakır çubuğa, siyah timsah ağızlı kabloyu da çiviye tutturun. Saatin çalışmaya başladığını göreceksiniz.


Sirkeli Pile Kapak Gerek
Bir süre sonra üstü açık plastik bardaktaki sirke, çalışılan ortamın kokusunu iyice ağırlaştıracaktır. Plastik kapaklı ilaç kutusundan (uzunluğu 7 cm, çapı 2,5 cm kadar) sirkeli pil yapmayı deneyin. Bakır çubuk ve çiviyi kapağa takın, arkasına silikon sıkın ve donmasını bekleyin. İlaç kutusundaki sirkeli pilin gerilimini ölçün. Plastik bardaktaki gibi 1 volt dolayında olduğunu göreceksiniz. Önemli olan sirkenin az ya da çok olması değil, sirkeyle temas eden bakır ve çivi yüzeyinin büyüklüğüdür. İlaç kutusundan yapılmış sirkeli pili dijital saate bağlayın, saatin çalıştığını göreceksiniz.


Sirkeli Pilleri Seri Bağlamak
İlaç kutusunun aynısından bir tane daha bulun ve aynı şekilde hazırlayın. Bakır çubuklardan birini, öteki kutudaki çiviyle birleştirin. Ölçülen gerilim iki katına çıkacaktır (bakır çubuklar ve çiviler aynı boyutta olacak). Geçen ayki sayı için hazırlanan hesap makinesi, patates ve limon pilleriyle çalışmıştı. Seri bağlı iki sirkeli pili bağladığınızda hesap makinesinin çalıştığını göreceksiniz (hesap makinesinde işlem yaparak test etmeyi unutmayın).
 

Yaşamımızdaki Elektrik

ELEKTRİK
 
 İletken Maddeler: 
 Elektriği ileten maddelere iletken denir. 
 - Bütün metaller iyi iletkendir. 
 - Bakır ve alüminyum iletken olarak en çok kullanılan metallerdendir. 
 - Altın, gümüş, civa,çinko,alüminyum,nikel 
 -Metaller içinde en iyi iletken altın ve sonra gümüştür.
 - İletkenlik özelliği en iyi olan metal altındır. 
 - Tuzlu su, limonlu su, deniz suyu, asitli su, maden suyu, sirke, 
 - Toprak, insan vücudu, kurşun kalem içi de iletkendir.
 - Tahta ıslatılırsa iletken hale geçebilir.
 - 
 İletkenler olmasaydı: 
 - Elektriği bir yerden başka yere taşıyamazdık.
 - Elektrikli aletlerimizi çalıştıramazdık
 
 Yalıtkan Maddeler:
 Elektriği geçirmeyen maddelere yalıtkan denir. - Tahta, porselen, seramik, yağmur suyu, saf su, şekerli su, ebonit çubuk,alkol, kauçuk, cam, plâstik, hava, kağıt, karton, yalıtkan maddedir. 
 
 Yalıtkanlar olmasaydı: 
 - Elektriğe karşı kendimizi koruyamazdık.
 - Yalıtkanlar elektriği kontrol etmemizi sağlar.
 - Yangın çıkmasını önler.
 
 Devre elemanları: Pil, ampul,anahtar, kablo.
 
 
 
 - Devre elemanları 2 kutupludur.
 
 
 
 
 Ampulün parlaklığı nelere bağlıdır:
 - Devredeki pil sayısı arttıkça parlaklık artar.
 - Devredeki ampul sayısı arttıkça parlaklık azalır.
 - Devredeki pilin kutuplarının yer değiştirmesi ampulün parlaklığını etkilemez.
 - Ampulün içindeki telin cinsi değişirse parlaklık da değişir.
 
 DİRENÇ : 
 Maddelerin elektrik iletimine karşı gösterdiği zorluğa direnç denir.
 Direnci ölçen alete direnç ölçer (ohm metre) denir. 
 Direncin birimi ohm’dur. Ohm kısaca  işareti ile gösterilir.
 
 - Yalıtkanların direnci iletkenlere göre çok fazladır.
 
 İletkenin Direnci Nelere Bağlıdır?
 
 ☻ iletkenin uzunluğuna,
 ☻ iletkenin cinsine 
 ☻İletkenin kesit alanına bağlıdır(iletkenin inceliğine, kalınlığına).
 
 REOSTA:Direnci değiştiren araca reosta denir.Bir iletkenin uzunluğunun değiştirilmesiyle direnci değişebilir.
 Reosta ile ampulün parlaklığını artırıp azaltabiliriz.
 
 
 
 Şekildeki devrede; 
 
 ☻Sürgü 2 yönünde hareket ettirilince, devredeki telin uzunluğu ve dolayısıyla direnci artar.
 Parlaklık azalır.
 
 
 
 ☻Sürgü 1 yönünde hareket ettirilince , iletken telin uzunluğu azalır.Devredeki direnç azalır, akım artar, 
 Parlaklık artar.
 
 Şimşek: Atmosferde de rüzgarın etkisiyle bulutlar hem havayla hem de birbirleriyle temas ederler. Bunun sonucunda da elektriklenirler. Elektrik yüklü bulutlar birbirlerine yeterince yaklaşırsa birinden ötekine elektrik yükü boşalması olabilir. Bu olaya şimşek denir. 
 
 Yıldırım: Elektrik yüklü bulutlar yeryüzüne yeterince yaklaşırsa buluttan yere elektrik yükü boşalması olur. Bu olaya da yıldırım denir. 
 
 Elektrik Çarpması Nedir?
 
 Elektriğin canlı vücudundan toprağa geçmesi olayıdır.
 İnsan vücudu iletken olduğundan elektrik çarpmaları kaçınılmazdır.
 Elektrik çarpması prizler-elektrikli aletlerden kaynaklanan elektrik kaçakları, kablolarının kopması ya da direklere tırmanılması, yıldırım düşmesi ile ortaya çıkabilir. 
 
 Vücuttan geçen elektrik akımları yüksek voltajdaysa, şok, kalp durması, solunum durması, ölüm gibi sonuçlar doğurabilir. 
 
 Elektrik çarpmalarına karşı alınacak önlemler:
 
 - Tornavida ve pense gibi aletlerin saplarının plastikle kaplı olması
 - Elektrikli işlerle uğraşırken plastik ya da kauçuk eldiven giyilmesi
 - Prizlere birden fazla elektrikli alet fişi takılmaması
 - Prizlere ıslak elle dokunmamak
 - Kablolarda kopukluk yada erime varsa büyüklerimize haber vermek
 - Kabloların etrafının plastikle kaplanması
 
 Elektrik Çarpmasının İlkyardımı
 
 - Elektrik akımı şalterden kesilmeli,
 - Çarpılan kişi yalıtkan bir cisim veya sopa ile itilmeli
 - Yalıtkan eldiven kullanarak kişi itilebilir. 
 
 

IŞIK ETKİSİ AMPULLER VE GÜÇ



Evlerimizde aydınlatmada kullandığımız ampulün yanması için anahtarı kapatmamız gerekir. Anahtar kapalı olunca devre tamamlanır. Elektronların hareketi sonunda ampul ışık verir. Her maddenin iletkenleri birbirinden farklıdır. Elektronların hareketleri sırasında iletkenin atomları elektronlara karşı direnç gösterir. Bu dirençten dolayı iletken tel ısınır. Isınan tel, akkor haline gelerek ışık saçmaya başlar. Ampullerin yapılışında elektriğin ısı etkisinden yararlanma esası göz önüne alınmıştır. 
Deney: Elektrik devresine bağlı bir ampulün ışık vermesi
Amaç: Ampulün nasıl ışık verdiğini vermek.
Araç ve Gereçler: 
- Duylar ve ampuller. (2.2 volt – 3 adet)
- Anahtarlar
- Pil (2 x 1,5 V)
- Bağlantı Kabloları

Ampul Nasıl Yanar?
Anahtar kapalı olunca devre tamamlanır. İletkenden geçen elektronlar ampulün içindeki erime noktası ve direnci çok büyük olan tungstenden yapılmış ince iletkenden geçerken tel çok çabuk ısınarak akkor hale gelerek çevreye ışık saçar. Ampul, içindeki tel çok yüksek sıcaklığa ulaştığında oksijenle reaksiyona girmemesi ve daha dayanıklı olması için oksijensiz veya yanmayan gazlarla doldurulur. Örneğin; argon gazı gibi.
Deneyin Yapılışı ve Sonucu:
Şekildeki düzenek kurulur.
1. ve 2. ampuller birbirlerine seri , 3. ampule paralel bağlıdırlar.
A anahtarı kapalıyken, b anahtarı açıkken 1. ve 2. ampuller yanar. 
B anahtarı kaplıyken, a anahtarı açıkken 3. ampul yanar.
Her iki anahtarda kaplıyken, bütün ampuller yanar; fakat 3. ampul daha parlak yanar.
Bunun nedeni 1 ve 2’nin birbirine seri bağlı olmasıdır. 1 ve 2 birbirine paralel bağlı olsalardı, bütün ampuller eşit parlaklıkta yanarlardı
ELEKTRIK AKIMI
Bir gazın, elektrik yükünün, parçacığın devinimi, dolanımı, yer değiştirmesi; cereyan hava akımına AKIM denir.Elektrik akımı, katı, sıvı ya da gaz iletken içinde elektrik yüklerinin yer değiştirmesidir.Bir elektrik akımı, doğru ya da değişken olabilir.Değişken akımlar DÖNEMLİ ve DÖNEMSİZ akımlar olmak üzere ikiye ayrılır.

AMPUL
Saydam ya da yarısaydam, gaz sızdırmaz cam bir kılıftan oluşan ve içinde ışık veren bir filaman bulunan aydınlatma düzeneğine AMPUL denir. Mum ampul, uzunca ve sivri uçlu, akkor telli küçük elektrik ampullüdür.
Aydınlatma da en çok kullandığımız araçlar başında ampuller gelir.Bunun sebebi ekonomik ve kullanışlı olmasıdır.Bir ampulün yapısını incelediğimizde dışında cam koruyucu, cam koruyucu içinde bakır tel ve duy gibi kısımları vardır.
Cam koruyucu havası boşaltılmış veya içinde asal gaz bulunduran ampulün dış kısmını oluşturur.Filaman(fitil)yüksek sıcaklığa(4000 santigrat dereceye ) kadar dayanıklı ince ve direnci büyük tungstenden yapılmıştır.Bakır tel ve devreden akım geçince akımı filamana getiren iletken bakırdan yapılmış duya takıldığında devrenin tamamlanmasını ve devreden akımın geçmesini sağlar.
Ampullerin üzerinde 2 rakam bulunur.Bunlardan biri ampulün potansiyel farkını (voltajını) gösterir. Bu rakam 110 volt ya da 220 volttur. Ülkemizde 220 voltluk ampuller kullanılmaktadır. Üzerinde 110 volt yazan ampulleri 220 voltluk şehir gerilimine bağlamamalıyız. Diğer rakam ampulün gücünü gösterir. Her ampulün gücü farklıdır. 
Ampullerin güçlerinin farklı oluşu ne kadar aydınlatacağını gösterir. Gücü az olanın aydınlatması az, gücü çok olanın aydınlatması daha çoktur. 



Aydınlatmada kullanılan lambalarda yüksek sıcaklığa getirilmiş katı cisimlerin akkorluk durumundan, ya da elektrik arkından, bir elektrik boşalmasındaki iyonlaşmış gazların flüorışı ve gazışısından yararlanılır. 


AMPUL ÇEŞİTLERİ

AKKOR LAMBA

Bu lambada, joule olayıyla akkor hale getirilen bir iletkenin ışınımı söz konusudur. Sıcaklık ne kadar yüksek olursa, ışık verimi o kadar çok artar ve yayınlanan ışık da mavi ışınım bakımından daha zenginleşerek güneş ışığına yaklaşır. Bu durum, lamba içindeki flamanın sıcaklığının olabildiğince yükseltildiğinin nedenini açıklar; bununla birlikte, sıcaklık daha çok yüksek olursa tel buharlaşabileceğini, lambanın ömrünün yeterli uzunlukta olmasını sağlayan bir çözüm aranmıştır.
ARK LAMBA
Kömürler arasındaki elektrik arkı, akkor flamanlı lambanın bulunmasından çok daha önce, ışık kaynağı olarak kullanılıyordu. Bu lamba,, özellikle genel aydınlatma için büyük bir gelişme gösterdi, ancak kömürlerin sık değiştirilmesi zorunluluğundan dolayı bir kenara itildi. Bununla birlikte, ark lambası çeşitli gelişmelere yol açtı; günümüzde de, ışıma gücü yüksek bir kaynak gerektiren bazı uygulamalarda bu lambadan yararlanılmaktadır. 

FLÜORIŞIL(FLORASAN) LAMBA
Bir maddenin, önceden bir ışınımla uyarılmış olan atomları artarda aşamalarla normal durumlarına döndüklerinde flüorışıl oluşur. Bu durumda yeniden yayınlanan dalgaların frekansları,uyarılma ışınımınınkinden çok daha küçüktür. Flüorışıl bir madde, böylelikle bir ışınım frekansı dönüştürücüsü gibi davranır. Sözgelimi, gözle görülmeyen kısa dalga boylu mor ötesi ışık flüorışıl özelliği olan bir katı cisim üstüne düşürülerek, görülebilir ışık elde edilir.Flüorışıl lambada da işte bu özellikten yararlanılır.

HALOJEN LAMBASI
Bu lambalar flamanın yüksek sıcaklıkta buharlaşmasından oluşan tungsten moleküllerinin, iç yüzeyde, giderek artan birikintilerinin yol açtığı ampuldeki kararmanın önlediği akkor flamalı lambalardır.

BOŞALMALI LAMBA
Soygazlar özellikle elektro gazışıya elverişlidir; elektrotlar arasındaki gerilim yeterli olunca, meydana gelen boşalma gaz atomlarının iyonlaşmasına yol açar ve gaz ışık verir. Bu tüpler genel aydınlatmada ve hava alanlarının işaret lambalarında kullanılır: Neonlu tüpler; argon ve cıva karışımlı neonlu tüpler; helyumlu tüpler vb.
Sodyum buharlı lambalar neonla doldurulmuş ve içinde, normal sıcaklıkta cam üstünde yoğunlaşmış katı sodyum parçacıklarında bulunan özel camdan bir tüp içerir. Boşalma, önce, neon sayesinde oluşur ve yayınlanan ışık kırmızımsıdır. Yüksek bir ışık verimi olan bu lambalar yolların ve yer altı geçitlerinin aydınlatmasında kullanılırlar. 
Cıva buharlı lambalar, yeşilimsi ışıkları nedeniyle artık kullanılmamaktadırlar. Bunlar büyük alanların, stadyumların aydınlatılmasında ve renkli televizyon çekimlerinde kullanılır.

İletken ve yarı iletkenler

YARI İLETKEN 

Elektrik iletkenliği bakımından, iletken ile yalıtkan arasında kalan maddelerdir. 

Normal durumda yalıtkan olan bu maddeler ısı, ışık, manyetik etki veya elektriksel gerilim gibi dış etkiler uygulandığında bir miktar değerlik elektronlarını serbest hale geçirerek iletken duruma gelirler. Uygulanan bu dış etki veya etkiler ortadan kaldırıldığında ise yalıtkan duruma geri dönerler. Bu özellik elektronik alanında yoğun olarak kullanılmalarını sağlamıştır. 

Yarı iletkenlerin değerlik yörüngelerinde dört elektron bulunur. Bu yüzden yarı iletkenler iletkenlerle yalıtkanlar arasında yer almaktadır. Elektronik elemanlarda en yaygın olarak kullanılan yarı iletkenler germanyum ve silisyum elementleridir. 

Tüm yarı iletkenler son yörüngelerindeki atom sayısını sekize çıkarma çabasındadırlar. Bu nedenle saf bir germanyum elementinde komşu atomlar son yörüngelerindeki elektronları kovalent bağ ile birleştirerek ortak kullanırlar. Atomlar arasındaki bu kovalent bağ germanyum elementine kristal özelliğini kazandırır. Silisyum da özellik olarak germanyum ile hemen hemen aynıdır. 

Yarı iletkenli elektronik devre elemanlarında daha çok silisyum kullanılır. Silisyum ve germanyum devre elemanı üretiminde saf olarak kullanılmaz. Bu maddelere katkı katılarak değerlik bandı enerji seviyesi yukarıya veya iletkenlik bandı enerji seviyesi aşağıya çekilir. Değerlik bandının yukarı çekildiği yarı iletkenlere P tipi yarı iletken, iletkenlik bandının aşağıya çekildiği yarı iletkenlere ise N tipi yarı iletken denir. P tipi yarı iletkende yüklü boşluk derişimi, N tipi yarı iletkende ise elektron derişimi göreli olarak daha yüksektir. 

Yarı iletkenler germanyum, silisyum, selenyum gibi elementler olabildiği gibi; bakır oksit, galyum arsenid, indiyum fosfür, kurşun sülfür gibi bileşikler de olabilir. 

İLETKENLER 

İletken, son yörüngesinde 1,2,3, elektron bulunan maddelerdir. 

Bu maddenin kararlı hale gelebilmesi için elektron vermesi gerekir. Bu durum, madde üzerinde elektron akışını sağlamaktadır. Altın, gümüş ve bakır en iyi iletkenler olarak bilinir. Örneğin motor bobinlerinde bakır kullanılmaktadır. Altın pahalı olduğundan piyasada yaygın olarak kullanılmamaktadır.


Bağımlı ve Bağımsız Değişken Nedir?

Bağımsız değişken bizim değiştirdiğimiz değişkendir. Bağımlı değişken ise bizim değiştirdiğimiz değişkene yani bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkendir. Kontorllü değişken ise kontrolümüzde kalan değişkenlerdir.

Örneğin: İletkenin boyunun ampül parlaklığına etkisi bunu deniyoruz. Bu deneyde bağımsız değişken yani bizim değiştirdiğimiz iletkenin boyu, bağımlı değişken yani bağımsız değişkene bağlı olarak değişen ampül parlaklığı, kotrollü değişken ise iletkenin cinsi ve kesiti.

Ömer Fazla

Örneğin; Sütün bozulmasına, sıcaklığın etkisini kontrollü deneyle gözlemlemek istiyoruz.
Aynı marka, aynı miktar, aynı hava ortamı vb. değişkenler aynı tutularak,özdeş  iki kaba süt konulur.
1.kaptaki süt, 5 c'de,    2.kaptaki süt ise;30 c'de tutulsun.
 
Bağımlı değişken: sütün bozulması (veya üretilen bakteri sayısı),
Bağımsız değişken: sıcaklık,
Sabit tutulan değişkenler: süt miktarı,markası(cinsi), konulduğu kap,havası vb.


Bugün 3 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol